Ana içeriğe atla

Binlerce yıllık insanlık tarihi boyunca hastalık olduğu gibi tıp da hep vardı. Genel anlamda iyileştirme sanatı olan 'tıp', hastalık önleyici ve iyileştirici olarak her türlü enstrumanı dener, deneyimler ve yüzyılların imbiğinden geçirerek bir sonraki nesle aktarır. Önceki nesillerin tecrübeleri yeni nesillerin literatürüne dönüşür.

Bugün, 'Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp', modern tıbba dost, yardımcı ve tamamlayıcı olmak üzere tarih sahnesinde yeniden arzı endam ediyor.  Dünyada halihazırdaki yapay olandan kaçış, doğala ve doğaya dönüş trendinin de etkisiyle binlerce yıllık geleneksel tedavi teknikleri insan sağlığı için yer yer iyileştirici genel olarak da hastalık önleyici şifa potansiyelleriyle hayatımıza tekrar dahil oluyor.

Tıp camiasından sayısız hekim, gerek kendi hasta deneyimleri gerek bilimsel kanıtların desteklemesi nedeniyle ilgi duydukları 'Geleneksel Tıp' branşında eğitimler alıyor ve bu metodları entegre olarak tedavilerinde kullanıyor.

Dünya genelindeki bu sevindirici gelişmelere mukabil; GETAT'ın kanıta dayalı tıp alanında meşruiyeti noktasında dünyada atılmış en net ve cesur adım ülkemizden geldi. T.C. Sağlık Bakanlığının ard arda yayınladığı yönetmelikler ile bu kadim şifa yöntemleri, dünya da ilk defa resmi olarak bilimsel araştırma metodolojisi açısından da uygun bir yasal zemine kavuştu. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) dünyaya örnek gösterdiği bu reformist adımi ile devlet GETAT alanında üstüne düşeni yapmıştı ve bayrak artık bilim adamlarındaydı.

İşte tam bu noktada bu alanda daha önce fark edilmeyen eğitim, iş ve istihdam eksikliği gündeme geldi. Bu eksiklilerin en önemlisi ise geleneksel tedavilerin arkasında yatan fizyolojik süreçlerin anlaşılması ve bu metotların güncel tıpta yerli yerine oturtulması için gerekli olan araştırma faaliyetlerini yürütecek akademik personel ve akademik programdı. Çünkü bu uygulamalar yapılacaksa bilimsel metodolojiye uygun, yani kanıta dayalı yapılmalıydı.

Tüm bu nedenlerle bu tarihi dönemeçte, İstanbul Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü bünyesinde, geleneksel tedavilerin bulgu ve sonuçlarını laboratuvara sokup analiz edebilecek araştırmacıların yetişmesini amaçlayan bir yüksek lisans ve doktora programı ihdas edilmiştir. Bu program, geleneksel tedavilerin uygulama metotlarına ve güncel tıbbi terminolojiye hakim olarak, bunları laboratuvar ortamına taşıyabilecek araştırmacılar yetiştirmek üzere tasarlanmıştır.

Söz konusu program çerçevesinde, üniversitemizin üst düzey imkanlarından faydalanılacak olan öğrenciler, GETAT polikliniklerindeki uygulamaları gözlemleyebilmelerinin yanısıra REMER laboratuvarlarında araştırma yapma fırsatı elde edebilecek, bunları da uluslararası düzeyde başarıya sahip bilim insanlarının akademik danışmanlığında gerçekleştirebilecektir.

Bunun yanı sıra bütün katılımcılara kendi mesleki alanlarındaki tecrübelerini geleneksel tıp uygulamaları ile entegre ederek, araştırmalarını akademik bir titizlikle kendi başına yürütebilme becerisi kazandırmak amaçlanmaktadır.

GETAT Yüksek Lisans Programı mezunlarımız, sağlık bakanlığının ilgili kriterlerini sağladığı takdirde nitelikli uygulayıcı olarak sektördeki ihtiyacı karşılayabilecektir. Uygulama yapma yetkisi bulunmayan mezunlarımız kendi mesleki alanlarına göre geleneksel tedavilerin mekanizmalarının anlaşılmasına, geleneksel uygulamalar için mevcut enstrümanların geliştirilmesine ya da farklı disiplinlerin yaklaşımlarının geleneksel tedavilerin uygulama alanının geliştirilmesine katkı sağlaması üzere araştırma ve akademik faaliyetlerde bulunabilecektir.


Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Anabilim Dalı Başkanı

Dr. Öğr. Üyesi Ali Timuçin ATAYOĞLU

Ekleme Tarihi: 16/06/2022 - 11:00Son Güncelleme Tarihi: 30/03/2023 - 15:38