Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünce, “Denetimli Serbestlik 20. Yılı Bölge Toplantıları” kapsamında düzenlenen "Suç, Ceza ve Rehabilitasyon Sempozyumu” İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi iş birliğinde gerçekleştirildi. Sempozyuma katılan Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can, “Bireyin ıslahı aynı zamanda toplumun ıslahıdır. Bu yüzden denetimli serbestliği kararlılıkla sürdürmeli ve güçlendirmeliyiz.” dedi.

İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü iş birliğinde “Denetimli Serbestlik 20. Yılı Bölge Toplantıları" kapsamında “Suç, Ceza ve Rehabilitasyon Sempozyumu” düzenlendi. Kavacık Güney Kampüs’te düzenlenen ve iki gün süren sempozyuma Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Dr. Zafer Koç, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğü Daire Başkanı Dr. Hüseyin Şık ve İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu başta olmak üzere çok sayıda savcı, infaz koruma memuru, akademisyen ve öğrenci katılım gösterdi.
ADALET BAKAN YARDIMCISI CAN: İNFAZ TEMELİNDE İNSAN ONURUNUN KORUNMASI VARDIR
Sempozyumun açılışında konuşan Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can, infaz hukukunun en önemli müesseselerinden birinin denetimli serbestlik müessesesi olduğunu söyledi. Can, “Bizim değer yargımızda insan, eşref-i mahlukat olarak tanımlanmış, yaratılmışların en şereflisi. Diğer taraftan Mevlâna Celaleddin Rumi 'Ne olursan ol, yine gel' demiş. Şeyh Edebali ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ demiş. Suçun, cezanın ve infazın konusu insandır. Dolayısıyla insanı topluma kazandırmak bütün medeniyetlerin ortak gailesi olmuştur. Bizim coğrafyamızda da bu değerin altyapısı zaten vardır.” dedi.
Denetimli serbestlik ile hükümlünün serbest bırakıldığını ancak bir denetim ve izleme süreci geçirdiğini dile getiren Can, “Denetimli serbestlik süresi içerisinde münferiden işlenen bir hadiseye kurumu heba etmememiz, inadına üzerine gitmemiz lazım. Çünkü bireyin ıslahı aynı zamanda toplumun ıslahıdır. Bireyi biz ıslah ederek topluma kazandıracağız ki, toplum da huzurlu ve sağlıklı bir ortamda yaşayabilecek.” ifadelerini kullandı.
BAŞSAVCI KOÇ: ADALET TOPLUMA KAZANDIRILAN HER HAYATTA TECELLİ EDER
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Zafer Koç ise denetimli serbestlik sisteminin yalnızca bir infaz yöntemi değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümün ve insani adalet anlayışının bir yansıması olduğunu vurguladı. Adaletin yalnızca mahkeme kararlarında değil, günlük hayatın içinde yeniden inşa edilen insan hikâyelerinde tezahür ettiğine inandığını dile getiren Başsavcı Koç, denetimli serbestliği bir hukuk uygulamasından çok, toplumsal barışın ve birlikte yaşama kültürünün temsili olarak değerlendirdi. Sistemin 20 yıl içinde sessizce büyüyerek toplumda derin etkiler bıraktığını söyleyen Koç, infaz sürecinin artık cezaevi duvarları ardında değil, bireyin sosyal çevresiyle bağ kurmasını sağlayan, dış dünyada devam eden kapsamlı bir süreç olduğunu ifade etti.
CTE GENEL MÜDÜRÜ YILDIRIM: DENETİMLİ SERBESTLİK, CEZASIZLIK DEĞİL, YENİDEN KAZANIMDIR
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, denetimli serbestlik sisteminin, ceza infaz sistemlerinde hapsetmeden daha sonra ortaya konmuş, iyileştirmeyi, rehabilitasyonu, kişiyi sosyal hayata kazandırmayı amaçlayan modern bir yöntem olarak Batı’da 100 yılı aşkın bir süredir uygulandığına dikkati çekti. Yıldırım, denetimli serbestliğin diğer infaz modelleriyle karşılaştırdıklarında, suç işleyen kişilere çok daha etkili müdahale edilebilmesi, rehabilitasyonlarının daha güçlü yapılabilmesi ve tecrit edilmeden, toplum içerisinde psikososyal müdahalelerle ve sosyal çalışmalarla toplumsal yaşama daha rahat entegre olabilmelerini sağlayıcı müdahalelerle çok daha anlamlı olduğunu ifade etti.
Konuşmasında sistemin toplumsal algısına da değinen Yıldırım, “Ne yazık ki kamuoyunda hâlâ denetimli serbestliğin sadece imza atmaktan ibaret olduğu yönünde yanlış bir algı var. Oysa bu sistemin merkezinde, psikologlardan sosyal hizmet uzmanlarına, öğretmenlerden memurlara kadar 6 bin kişilik bir profesyonel kadronun emeği yatıyor. Denetimli serbestlik bir cezasızlık değildir, aksine bireylerin yeniden yapılandırılmasını sağlayan ciddi bir infaz sürecidir.” şeklinde konuştu.
PROF. NUHOĞLU: BU SİSTEM, SORUMLULUKLA ŞEKİLLENEN BİR ADALET ANLAYIŞIDIR
İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu, konuşmasında denetimli serbestliğin yalnızca bir infaz uygulaması olmadığını, aynı zamanda toplumun adalet sistemine olan güveniyle yakından ilişkili bir model olduğunu vurguladı. Toplumda denetimli serbestliğin zaman zaman “cezasızlık” olarak algılandığını belirten Nuhoğlu, bu algının gerçekliği yansıtmadığını söyledi. Nuhoğlu, “Denetimli serbestlik, bireyin topluma olan bağını koparmadan rehabilite edilmesini ve sorumluluklarını yerine getirerek topluma yeniden kazandırılmasını amaçlayan bir infaz yöntemidir. Bu nedenle cezasızlık değil, tam tersine sorumlulukla şekillenen bir adalet anlayışıdır.” şeklinde konuştu.
DR. ŞIK: DENETİMLİ SERBESTLİK, TOPLUM ADINA VE TOPLUM İÇİNDE İNFAZDIR
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Denetimli Serbestlik Daire Başkanı Dr. Hüseyin Şık, “Denetimli Serbestlik Sisteminin Genel Yapısı, İşleyişi ve 20. Yıl Hedefleri” başlıklı sunumunda hem infaz sisteminin tarihsel gelişimini hem de denetimli serbestlik uygulamasının bugünkü yapısını kapsamlı bir şekilde değerlendirdi. Şık, infaz sisteminin tarihsel evrimini değerlendirirken, cezalandırmanın otorite göstergesi olduğu dönemlerden, bireyin onarıcı bir yaklaşımla topluma kazandırılmasını hedefleyen çağdaş sistemlere geçildiğini belirtti. “Ceza infaz kurumlarında yaşanan cezaevilileşme olgusunu ortadan kaldırmak için rehabilitasyonun öncelendiği, dış dünyayla bağın kopmadığı bir infaz yapısı oluşturmak gerekiyor. Denetimli serbestlik tam da bu noktada devreye giriyor.” diye konuştu. Şık, ceza adalet sisteminin büyük ölçüde mutsuz insan hikâyeleriyle ilgilendiğini söyledi ve “Mağdur da yükümlü de suç failinin yakınları da çoğunlukla bu hikâyelerin bir parçasıdır. Bizim işimiz, bu mutsuzlukları rehabilite ederek dönüştürmektir.” şeklinde konuştu.
YEDİ AYRI PANEL DÜZENLENDİ
Sempozyumun ilk gününde, “Denetimli Serbestlik, Medya ve Toplum: Yansımalar, Eleştiriler ve Beklentiler”, “Rehabilitasyon Ekseninde Denetimli Serbestlik”, “Toplumun Gözünde Adalet: Denetimli Serbestlikte Ceza Algısı ve Cezasızlık Tartışmaları” ve “Madde Kullanımı ve Denetimli Serbestlik: Hukuki Yaklaşımlar ve Avrupa Standartları” başlıklı paneller gerçekleştirildi. İkinci gün ise “Yükümlü Perspektifinden Denetimli Serbestlik”, “Denetimli Serbestlik Sisteminde Sorumluluklar ve Kamu Yararı” ve “Denetimli Serbestlik Perspektifinden Aile, Kadın ve Çocuk” başlıklı paneller gerçekleştirildi.
Son Güncelleme Tarihi: 30/05/2025 - 17:05