"Yapay zekâ, mimarlıkta kolektif tasarımı destekliyor"

İstanbul Medipol Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü tarafından “Tasarımda Yapay Zekâ” başlıklı etkinlik düzenlendi. Güney Kampüs’te gerçekleşen etkinlikte, Synthetic Architecture kurucu ortakları Pınar Ongun ve Ozan Ertuğ öğrencilerle bir araya geldi. Konuşmacılar, yapay zekâ teknolojisinin mimarlık disiplininde yarattığı dönüşümü ve tasarım süreçlerine olan etkilerine değindi. Konuşmacılar, yapay zekâ destekli tasarım süreçlerinin kolektif bir yaratım alanı sunduğunu ve mimarlıkta hikâye anlatımını güçlendiren bir araç olarak kullanıldığını ifade etti.

ONGUN: YAPAY ZEKÂ, MİMARLIKTA KOLEKTİF TASARIMI DESTEKLİYOR
Etkinlikte konuşan Pınar Ongun, yapay zekânın mimarlıkla entegrasyonunun tasarım süreçlerine yeni bir boyut kazandırdığını belirtti. Ongun, “Mimarlıkta sentetik yaklaşımlar, geleneksel yöntemleri yapay zekâ destekli tasarımla birleştirerek yeni bir yaratıcı alan açıyor.” ifadesinde bulundu. Ongun, yapay zekâ sayesinde çizim, fiziksel modelleme ve parametrik tasarım gibi tekniklerin daha kapsamlı hale geldiğini vurguladı. Bu entegrasyonun sadece tasarım süreçlerini hızlandırmakla kalmadığını belirten Ongun, aynı zamanda daha çeşitli, esnek ve dinamik bir üretim ortamı sunduğunu ifade etti. Ongun, şöyle devam etti: “Yapay zekâ, küresel bilgi birikimini yerel ihtiyaçlarla dengeli bir şekilde harmanlayarak yeni bir mimari anlayış oluşturuyor. ‘Yapay’ kavramı bazen yanlış algılansa da süreç, yalnızca algoritmaların ürettiği sonuçlardan ibaret değil; büyük veri havuzlarından toplanan örüntülerle şekillenen bir yaratım süreci. Tasarımlarında coğrafi, iklimsel ve kültürel faktörleri dikkate alıyoruz. Yapay zekâ, mimarlıkta kolektif bilginin gücünü ortaya çıkararak çok sesli, yenilikçi ve sürdürülebilir bir tasarım anlayışına katkı sağlıyor.”

ERTUĞ: YAPAY ZEKÂ, MİMARLIKTA HİKÂYE ANLATIMINI GÜÇLENDİRİYOR
Synthetic Architecture’ın kurucu ortaklarından Ozan Ertuğ ise yapay zekânın tasarım süreçlerindeki işlevine değindi. Yapay zekâyı bir varlık yaratma aracı olarak değil, mimarlıkta hikâye anlatımını destekleyen bir unsur olarak gördüklerini belirten Ertuğ, “Yapay zekâ, bizi rutin işlerden kurtararak yaratıcı süreçlere daha fazla zaman ayırmamıza yardımcı oluyor.” dedi. Mimarlığın sadece yapılar inşa etmekten ibaret olmadığını, aynı zamanda mekânlara kimlik kazandırma ve bir anlatı oluşturma süreci olduğunu vurgulayan Ertuğ, yapay zekânın bu anlatının görselleştirilmesi ve detaylandırılmasında güçlü bir araç olarak öne çıktığını söyledi. Görselleştirmenin yapay zekâ sayesinde hız kazandığını belirten Ertuğ, “Eskiden tasarımların görselleştirilmesi uzun zaman alırken, artık yapay zekâ destekli araçlarla bu süreç çok daha hızlı tamamlanıyor. Farklı versiyonları kısa sürede oluşturup değerlendirebiliyoruz. Böylece mimarlar ve tasarımcılar daha yenilikçi ve yaratıcı süreçlere odaklanabiliyor. Yapay zekâ yalnızca hız kazandırmıyor, keşfetme ve deneme süreçlerine de daha fazla alan açıyor.” diyerek sözlerini noktaladı.